Acer Tablet Haberi
26 Aralık 2012 Çarşamba
Dünyanın en
büyük dördüncü büyük PC üreticisi
Acer 99 dolarlık tablet leri 2013'te
piyasaya
sürmeye hazırlanıyor.
Wall Street Journal'in haberine göre Tayvanlı teknoloji
firması düşük fiyat politikasıyla
özellikle gelişmekte olan ülkelerde pazar payını artırmak
istiyor.
İsmi daha kesinleşmeyen Android
işletim sistemli Acer Iconia B1 tableti 7 inçlik ekranı ve 1.2
GHz çift çekirdekli işlemciye sahip olacak. 99 dolarlık etiketi kuşkusuz ülkeden
ülkeye
değişecek Iconia B1
'nin ilk fotoğrafları ilginç bir şekilde 17 Aralık'ta bir Sırp teknoloji
forumunda paylaşıldı.
Wall Street Journal'ın fotoğrafları gösterdiği konuya yakın
kaynaklar görüntülerin Iconia B1'e
ait olduğunu doğruladı. Yani Acer bir son dakika değişikliği
yapmazsa Iconia B1 kenarları mavi
tasarımıyla tüketiciyle buluşacak.
Fiyatıyla kulağa çok cazip gelen Iconia B1'in, küresel
tablet pazarında payı yüzde 1.4'e düşen
Acer'i Samsung- Apple gibi piyasanın büyükleri arasına sokup
sokmayacağını zaman gösterecek.
İşte İntel' in Yeni İşlemcisi Intel Atom S1200
Intel dünyanın
ilk düşük enerji tüketimine sahip 64-bit sunucu sınıfı “Yongada sistem”i
(system-on-chip: SoC) olan Intel Atom S1200 işlemci ailesini duyurdu.
Veri merkezleri hızla gelişmeye devam ederken sektörde
yüksek hacimli, enerji-etkin sunuculara
ve diğer verimerkezi cihazlarına duyulan ihtiyaç artıyor.
Intel, sektörün ilk ve tek 6-watt
yongada sistemi olan Intel
Atom S1200 işlemci ürün ailesi ile düşük enerji tüketiminin yanı
sıra veri merkezlerinde kullanım için gerekli olan hata kodu
düzeltme, 64-bit destek ve
sanallaştırma teknolojileri gibi temel özellikleri de
sunuyor.
Intel, yüksek
kapasiteli mikrosunucular, yeni enerji-etkin depolama ve ağ sistemleri için
dünyanın ilk düşük enerji tüketimine sahip 64-bit sunucu
sınıfı “Yongada sistem”i
(system-on-chip: SoC) olan Intel® Atom™ S1200 işlemci
ailesini duyurdu. Intel’in yeni
mikroişlemcisi, sunucu seviyesinde çalışırlık, yönetilebilirlik
ve etkin maliyeti sağlamak
için temel özellikleri sunuyor.
Genel bulutlar büyüdükçe, adanmış barındırma, içerik sunma
ve ön-uç web sunucuları sağlayan
kurumları dönüştürme fırsatı da artıyor. Düşük enerjiyle
çalışan işlemcilere dayanan yüksek
hacimli sunucular, hem istenen performansı sunuyor, hem de
veri merkezlerinin en önemli
maliyet kalemlerinden biri olan enerji tüketimini belirgin
biçimde azaltıyor. Kurumlar bunun
yanı sıra veri merkezlerine yeni ekipman kurarken çeşitli
kritik özellikleri de göz önünde
bulunduruyor.
Sektörde ilk düşük enerji tüketen Intel Atom S1200 işlemci
ailesi, toplam maliyetlerde önemli
tasarruflar sağlayan, sunucu seviyelerinde uygunluk ve
yönetilebilirlik sağlayan SoC olarak
dikkat çekiyor. Işlemci, iki fiziksel çekirdek ve Intel
Hyper-Threading Teknolojisi ile aynı
anda toplam 4 iş parçacığı yürütebiliyor. SoC ayrıca 64-bit desteği, 8 GB’a kadar
DDR3
hafızayı destekleyen
bellek denetleyicisi, Intel sanallaştırma teknolojileri, x8 PCI Express
2.0 veriyolu, daha
yüksek emre amadelik için “Error-Correcting Code” (hata düzeltme kodu) ve
Intel işlemci setleri
ile birlikte gelen diğer I/O arayüzlerini de içeriyor. Yeni ürün
ailesinde 1.6 GHz’den 2.0 GHz’ye kadar değişen frekanslarda
3 işlemci bulunuyor.
Intel Atom S1200 ürün ailesi günümüzde veri merkezlerinin
büyük bölümünde kullanılan x86
mimarisinde çalışan yazılımlar ile de uyumlu çalışıyor.
Böylece bu yeni düşük enerji tüketen
ekipman ek yatırım gerektirmeden kolaylıkla entegre
edilebiliyor.
Günümüzde Accusys, CETC, Dell, HP, Huawei, Inspur, Microsan,
Qsan, Quanta, Supermicro and
Wiwynn gibi şirketler tarafından sunulan 20’nin üzerinde
düşük enerji tüketen mikrosunucu,
depolama ve ağ sistemi, Intel
Atom S1200 işlemci ailesi üzerinde çalışıyor.
Yeni işlemciler de yolda
Intel mükemmel enerji etkinliği için “Avoton” kod adlı yeni
nesil Intel Atom işlemciler
üzerinde çalışmalarını sürdürüyor. 2013’te pazara sunulacak
olan Avoton, Intel’in SoC
yeteneklerini daha da genişletecek ve şirketin dünya lideri
güç tüketim ve performans
seviyelerini sunan lider 3-D Tri-Gate 22 nm tranzistörlerini
kullanacak.
Düşük enerji harcayan sunucular, depolama ve ağ ürünleri
için düşük voltajlı Intel® Xeon™
işlemci modelleri ile ilgilenen kurumlar için, Intel gelecek
yıl “Haswell” mikromimarisine
dayanan yeni Intel Xeon E3 v3 işlemci ailesini de duyuracak.
Bu yeni işlemciler Haswell’in
yeni enerji tasarruf özelliklerinden yararlanacak ve dengeli
“watt başına performans” sunarak
kurumlara daha fazla seçenek sunacak.
Etiketler: intel, intel atom s1200, intel yeni, işlemci, teknoloji, xeon e3
Levent Kirca Özür Diledi Haberi
Levent
Kırca "Halt ettim, Kılıçdardoğlu hariç herkesten özür dilerim"
Kılıçdaroğlu'nun da katıldığı "Sanatçılar Gecesi"nde yaptığı açıklamalarla tepki çeken Levent
Kırca CHP lideri hariç herkesten özür diledi.
"KILIÇDAROĞLU
HARİÇ"
Kılıçdaroğlu'nu
"Geceyi parti propagandasına çevirmekle" suçlayan Kırca, "Yanlış
bir kelime kullanmış olabilirim, dilim sürçtü, o yüzden özellikle kadın
larımızdan ve CHP'ye gönül verenlerden özür dilerim ancak Kılıçdaroğlu'ndan
özür dilemem" dedi.
"İÇKİ DE SİGARA
DA İÇMİYORUM"
Ulusal Kanal' da açıklamalarda bulunan
Levent Kırca, yaptığı sarhoş taklitleriyle ilgili de "Ben hayatım boyunca sigara da içki de kullanmadım" şeklinde
konuştu.
"BİR KARI BULDUM
D.ZMEYE GİDECEĞİM" DEMİŞTİ
Kırca, önceki gün
Kılıçdaroğlu'nun Sanatçılar Gecesi'nde konuşmasının erkene alınıp, konuşmanın
ardından da CHP liderinin salonu
terk etmesine sinirlenerek "Buraya geldiysen bekleyeceksin, benim de işim
var, belki bir karı buldum onu düzmeye gideceğim" demişti.
Başbakan Erdoğan,
“Böcek konusunu devam ettirmeyelim 2 den 3 e çıkmış artarak devam edecek
herhalde. Ben sizin gibi takip edemiyorum. Bunlarla mücadelemiz devam
edecektir. Derin devleti tamamen sildik bitirdik, yok ettik demem mümkün değil.
Çünkü dünyanın hiçbir yerinde derin devleti ülkelerin bitirdiğine inanmıyorum.
Her ülkelerin
derin devleti vardır. O bir virüs gibidir uygun bir zamanı bulduğu anda ortaya
çıkar ve yapmak istediğini orada yapar” dedi.
Etiketler: chp, haber, levent kirca, özür, sanatçılar gecesi, ulusal kanal
Ihlamur Çayının Sağlığa Faydaları
25 Aralık 2012 Salı
Özellikle de
içinde bulunduğumuz bu kış aylarında ıhlamurun çok şeye faydası vardır. Ihlamurdan kısaca bahsedecek olursak
eğer. Ihlamur ağaçları oldukça hızlı
büyüyen ağaçlardır 15-25 metreye kadar uzaya bilir.Sağlığa faydalı olan
bölümleri Sarı be Beyaz rente çiçekleri ve yapraklarıdır.Çiçekleri bahar
aylarında açar ve bu mevsimde toplandıktan sonra kurulur.
Ihlamurun sağlığımıza faydaları ise şunlardır;
Terlemeyi Teşvik Eder
Ateş Düşürür
Öksürüğe İyi Gelir
Gribe ve Nezlelere İyi Gelir
Migren Ağrılarını Hafifletir
Kaygıyı Azaltır
Stresi azaltır ve Rahatlamayı Sağlar
İshal Tedavisinde Kullanılır
Karaciğer Rahatsızlıkları Tedavisinde Kullanılır
Sindirim Sisteminin Daha İyi Çalışmasını Sağlar
Boğaz Ağrısını Alır
Çarpıntıyı Giderir
Toksinlerin Atılmasına Yardımcı Olur
Etiketler: faydalari, ıhlamur ağaçları, ihlamur, ihlamur çayı, ihlamur faydalari, rente çiçekleri
Fiber Optik Avantajları ve Dezavantajları
Bilgi taşıyıcısı olarak ışığın kullanıldığı
iletişim sistemleri son zamanlarda oldukça ilgi görmektedir. Örneğin evlerimize
elektrik ileten kalın tellerin direnci düşük olmasına rağmen saniyede 50Hz’den
daha hızlı bilgi taşıyamazlar. Optik fiberlerde ise bu rakam 200000Hz civarına
kadar çıkabilir. Optik fiberler fazla güç harcamadan büyük miktarda bilgi
taşıyabilir. Düşük kayıplı iletim ortamı sağlaması nedeniyle özellikle ses
iletiminde önemli bir uygulama alanı bulmuştur.
Avantajları:
—Elektriksel
iletkenlikleri yoktur.
—Elektromanyetik
darbelerden ve nükleer silahlardan etkilenmezler.
—Radyoaktif
ışınımlara karşı dayanıklıdır.
—Fiziksel
boyutları küçük ve hafiftirler.
—Bir
tek lif içinden dört ayrı dalgaboyunda iletişim yapılarak kanal kapasitesi dört
kat arttırılabilir.
—Yerel
ağ şebekelerinde tek bir fiber üzerinden aynı anda TV, telefon, internet…
hizmetleri iletilebilir.
—Kaçak
olarak girilemez.
—Dışarıdan
dinlenmesi imkânsız olduğundan özellikle askeri amaçlı iletişimin vazgeçilmez
aracıdır.
—Tekrarlayıcılar
arası mesafe yüksektir.
—Topraklama
problemi yoktur, yıldırımdan etkilenmez.
—Dış
şartlara karşı dayanıklıdır. (radyasyon, yağmur, aşırı sıcaklık..)
—Sağlam
izolasyona sahiptir.
—Kanal
başına maliyeti düşüktür.
—900
çift bakır tel yerine 6 çift fiber optik kablo yeterlidir.
—Ham
maddesi sınırsızdır. (toprak)
Dezavantajları:
—Uç
uca eklemek kolay değildir.
—Ek
bakım titizliği ister.
—Henüz
yerel dağıtım şebekelerinde cazip değildir.
—Henüz
standartlaşma yoktur.
—Ekonomik
yönden düşününce fiber optik iletişimi daha pahalıdır.
Etiketler: avantaj, dezavantaj, fiber, fiber kablo
Fiber Optik Kaç Kısma Ayrılır ?
Fiberin Kısımları
Her fiber üç kısma sahiptir: nüve, kaplama,
kılıf.
Nüve: ışık sinyalini taşıyan kısımdır.
Kaplama:
nüveden farklı bir kırılma indisine sahip olan ve nüveyi dıştan kaplayan cam
tabakasıdır. Işığın nüve içinde içten tam yansıma yaparak ilerlemesini sağlar.
Kılıf:
fiberi aşınma, baskı ve kimyasallardan koruyan poliüretan bir cekettir.
Fiberde İletim
Optik
fiberlerin çoğu özel bir camdan son derece saf silikondiyoksitten yapılır.
Kırılma oranını değiştirmek için çok az miktarda germanyum ya da bor gibi başka
maddeler de katılır.
Fiber optik kabloların çapı ortalama 1,27cm’dir. Kabloda her biri 12
fiber içeren iki şerit vardır. Yani her kabloda 24 fiber vardır. Tek bir fiber
672 ses sinyali taşıyabilir. Tek bir kablo 24*672 ses sinyali taşıyabilir.
Optik
haberleşmede kaynak olarak kullanılan ışık elektromanyetik radyasyonun
görünmeyen kısımlarını kapsar. Bugün fiber optik haberleşme sistemlerinde
kızılötesi ışınlar bölgesine düşen 0,85μm, 1,33μm, 1,55μm dalgaboylarında ışık
kullanılır. Görünür ve morötesi ışıklar büyük kayıplar nedeniyle fiber optik
sistemler için pratik değildir.
Optik
iletişim sisteminde bir iletici, optik fiberin kanalize edeceği bir optik
sinyali harekete geçirir. Fiber, sinyali gideceği yere iletir. Orada bir alıcı,
optik girdiyi, sisteme bağlı olan aletin gerektirdiği elektrik formata çevirir.
Optik sinyali harekete geçirmek için ileticinin elektrik sinyallerini ışığa
çevirmesi gerekir. Elektriksel sinyal ileticinin içindeki devreleri denetler,
iletici de yarı iletken lazer gibi, ışık yayan yarı iletken cihazlardan geçen
akımı denetler. Bu araçtan geçen akımın miktarı, üretilecek ışığın miktarını
denetler.
Işık
iletişim sistemlerinde sinyali iletmek için çeşitli yollar kullanılabilir. En
basiti analog sistemleridir. Burada gelen sinyalin genliği direk ışığın şiddeti
olarak fiber optiğe iletilir. Fotodedektör (kaydedici) sayesinde değişken ışık
şiddeti elektrik sinyallerine karşılık getirilir ve bu sinyaller orijinal dalga
şeklini meydana getirecek şekilde yükseltilir.
İletim
esnasında sinyallerin dayanıklılığı mesafeyle orantılı olarak azalacaktır,
sinyaller bozulacaktır. Bu nedenle dijital kod sistemi kullanılır. Giriş
dalgasının frekansı veya genliği düzenli aralıklar kullanılarak elektronik
olarak örneklenebilir. Hassas bir gösterim elde etmek için dalgalar kendi en
yüksek frekans bileşenlerinin iki katı oranında örneklenmelidir. Örneğin
frekansı 4000Hz olan bir ses sinyalinin frekansı 8000Hz olmalıdır. Tek bir
örnek yüksekliği ikili sistemde 1 veya 0 olarak kodlanır.
1 puls olarak, 0 pulsun yokluğu olarak
görülür. Tipik bir ses her örnek noktasındaki dalga şeklinin yüksekliği 0 ile
255 arasındaki değerle gösterilir. Bunun için 8 tane dijitale ihtiyaç vardır.
(2^8=256’dır.) 1 sn süren ses dalgası için sistemde 64000 bite ihtiyaç vardır.
Dijital modülasyonda kullanılan cihaz, analog modülasyonda kullanılandan çok
daha karmaşıktır.
Televizyonun Calisma Prensibi
Televizyonun temel prensibi ışık enerjisinin elektrik enerjisine çevrildikten sonra
yayınlanması ve alınan elektromanyetik sinyallerin tekrar ışık enerjisine
çevrilmesidir.Işık enerjisi elektrik enerjisine çevrilmesi fikri 1873 senesinde
Selenyum üzerine ışık düşürüldüğünde elektrik direncinin değiştiğinin
keşfedilmesi ile başlamıştır.
Bu prensibe göre selenyum üzerine parlak ışık düşerse; sinyal kuvvetli , soluk ışık düşerse sinyal zayıf olacaktır. Genliği değişen bu sinyal radyo dalgaları gibi yayınlanıp alıcıda ters işlem yapılınca ekranda görüntü teşekkül eder.TV bu bakımdan “uzaktan görme” manasına gelir. TV bir noktadaki ışık şiddeti radyo dalgalarına dönüştürme,sonra bu dalgalardan,eş şiddette bir ışıklı nokta elde etme esasına dayanır.Nakledilecek görüntü, yüz binlerce kareye bölündükten sonra,her bir kare,homojen şeklinde aydınlanmış noktalar gibi kabul edilip,bu noktalardaki ışık şiddeti TV verici sisteminde radyo dalgalarına, dalgalarda TV alıcılarına da yeniden ışığa dönüştürü.
Görüntüdeki kareler çok hızlı tarandığı için, alıcı ekranlarında tek ,tek ışıklı noktalar değil, değişik aydınlıkta karelerin meydana getirdiği resimler gözlenir.
Renkli televizyon,bütün renkleri yeşil, mavi ve kırmızının değişik oranlarda karıştırılması ile elde edilebileceği gerçeğine dayanır.Nakledilecek görüntü, yeşile, maviye ve kırmızıya duyarlı olan üç ayrı kamera tarafından aynı anda taranır.Elde edilen üç ayrı elektromanyetik dalga, alıcı sistemin ekranında, biri yeşil biri mavi ve biri kırmızı olan üç görüntüyü üst, üste düşürür ve bu renklerin karışmasından, tabii renklenmeler yeniden elde edilir.
Televizyon yayınlarında ses ve görüntülerin nakli için, frekansı 5×10 : 9×10 Hertz (50 –900 mega say kıl) aralığına düşen elektromanyetik dalgalar kullanılır.Her televizyon istasyonu,6 mega saykıllık bir frekans aralığında hem ses, hem görüntü gerçekleştirilebilir. Bu 6 mega hertz’lik frekans aralıklarına “kanal” denir. Genel olarak ses yayınlarını taşıyan dalgaların frekanslarını, görüntü taşıyan dalgalarınkinden daha yüksektir.
Bir televizyon yayın sisteminde, beş önemli unsur bulunur
1. Yayınlayacak sahneyi görüntüleyen kamera.
2. Görüntüdeki ışık sinyalleri dönüştüren bir transduser.
3. Bu elektrik sinyallerinden radyo dalgaları üreterek anten atmosfere yayınlayan verici (transmitter)
4. Atmosfer yayınlanan görüntü taşıyınca tromanyetik dalgaları alıp yükselttikten sonra elektik sinyallerine dönüştürerek (alıcı anten, amlifikatör ve birinci dedektif)
5. Elektrik sinyalleri ışığa dönüştürerek, ekran üzerinde görünür resim veren transduser .
Bu prensibe göre selenyum üzerine parlak ışık düşerse; sinyal kuvvetli , soluk ışık düşerse sinyal zayıf olacaktır. Genliği değişen bu sinyal radyo dalgaları gibi yayınlanıp alıcıda ters işlem yapılınca ekranda görüntü teşekkül eder.TV bu bakımdan “uzaktan görme” manasına gelir. TV bir noktadaki ışık şiddeti radyo dalgalarına dönüştürme,sonra bu dalgalardan,eş şiddette bir ışıklı nokta elde etme esasına dayanır.Nakledilecek görüntü, yüz binlerce kareye bölündükten sonra,her bir kare,homojen şeklinde aydınlanmış noktalar gibi kabul edilip,bu noktalardaki ışık şiddeti TV verici sisteminde radyo dalgalarına, dalgalarda TV alıcılarına da yeniden ışığa dönüştürü.
Görüntüdeki kareler çok hızlı tarandığı için, alıcı ekranlarında tek ,tek ışıklı noktalar değil, değişik aydınlıkta karelerin meydana getirdiği resimler gözlenir.
Renkli televizyon,bütün renkleri yeşil, mavi ve kırmızının değişik oranlarda karıştırılması ile elde edilebileceği gerçeğine dayanır.Nakledilecek görüntü, yeşile, maviye ve kırmızıya duyarlı olan üç ayrı kamera tarafından aynı anda taranır.Elde edilen üç ayrı elektromanyetik dalga, alıcı sistemin ekranında, biri yeşil biri mavi ve biri kırmızı olan üç görüntüyü üst, üste düşürür ve bu renklerin karışmasından, tabii renklenmeler yeniden elde edilir.
Televizyon yayınlarında ses ve görüntülerin nakli için, frekansı 5×10 : 9×10 Hertz (50 –900 mega say kıl) aralığına düşen elektromanyetik dalgalar kullanılır.Her televizyon istasyonu,6 mega saykıllık bir frekans aralığında hem ses, hem görüntü gerçekleştirilebilir. Bu 6 mega hertz’lik frekans aralıklarına “kanal” denir. Genel olarak ses yayınlarını taşıyan dalgaların frekanslarını, görüntü taşıyan dalgalarınkinden daha yüksektir.
Bir televizyon yayın sisteminde, beş önemli unsur bulunur
1. Yayınlayacak sahneyi görüntüleyen kamera.
2. Görüntüdeki ışık sinyalleri dönüştüren bir transduser.
3. Bu elektrik sinyallerinden radyo dalgaları üreterek anten atmosfere yayınlayan verici (transmitter)
4. Atmosfer yayınlanan görüntü taşıyınca tromanyetik dalgaları alıp yükselttikten sonra elektik sinyallerine dönüştürerek (alıcı anten, amlifikatör ve birinci dedektif)
5. Elektrik sinyalleri ışığa dönüştürerek, ekran üzerinde görünür resim veren transduser .
Etiketler: calismasi, nasil calisir, tv
İlk Televizyonun Patenti
İskoçyalı John
Logie BAIRD, 1920’lerde “Baird Çorapaltı Çorap” icadının (çorabın altına
giyilen bu çorabın ne işe yaradığı hiçbir zaman anlaşılamadı) patentini almak
için uğraşırken aklına görüntü ve sesi elektronik olarak bir yerden bir yere
aktarma fikri gelir. Aldığı “Yok artık, daha da neler” tepkilerine, dönemin zor
şartlarına ve parasızlığa rağmen hiç yılmadan çalışır. İlk yaptığı model,
şimdiki televizyonlara pek benzemez: Birkaç dikiş iğnesi, birkaç şapka kutusu,
büyükçe bir bisküvi tenekesi, bir bisiklet lambası ve biraz mühür mumu. Ortaya
çıkan alet Baird’in tam olarak istediği şey değildir, ama bir sonraki aşama
için önemli bir deneyim olur. Durumdan fena halde heyecanlanan Baird teknolojik
imkanların daha elverişli olduğu Soho’ya yerleşir ve içi garip hurda ve ıvır
zıvırla dolu olan ilk ciddi laboratuvarını kurar.
1926 yılında, ilk kez insan yüzünün görüntüsünü Televizyonda
elde ediyor. Baird laboratuvarındaki dev ışıkların ısısına dayanması için ilk
TV çekimlerinde özel vantrolog kuklaları kullanır. Bir süre sonra bazı
deneyleri için gerçek insan gerekince, parayla genç bir ofis boy tutmak zorunda
kalır ve 1924’te tarihin ilk
televizyonun patenti alınır:,
Televisor. Oldukça ilkel koşullarda üretilen ve eski bir çay
kutusunun üzerine monte edilen Televisor’ün motoru, ev yapımı bir Nipkow
diskten oluşmaktadır - disk tekeri olarak şapka kutusundan kesilen yuvarlak
karton, lambayı yerleştirmek için bir bisküvi kutusu, mil yerine bir dikiş
iğnesi bu motor için ideal malzemelerdir. Baird’ın bulduğu ilk anten enfes bir
iletken olan bir Malta haçıydı.
Baird icadını Kraliyet Enstitüsü’ne resmi olarak ilk kez 26
Ocak 1926’da tanıtır, 1928’de ise ilk görüntüler Atlas Okyanusu’nun öbür
yakasına, yani Londra’dan New York’a ulaşmıştır bile (fazla bir şey görmek
mümkün olmasa da). Böylece Baird ilk televizyon istasyonunu kurar ve BBC için
ilk televizyon yayınlarını yapmaya başlar. Hatta ilk TV oyunu da BBC tarafından
yapılmıştır.
1930’ların ortasında ise televizyon yayınları hem İngiltere’de, hem Amerika Birleşik
Devletleri’nde az sayıdaki zengin kişilerin evlerinde izlenmeye başlanıyor.
Alıcıların pahalılığı yüzünden hızlı bir yayılmadan bahsedilemez elbette, ancak
bu dönemde her şeyini satarak bütün parasını TV alıcısına yatıran bir İngiliz köylüsünün söyledikleri çok
anlamlı: “Hayatım boyunca en büyük hayalim Londra’yı görmek oldu, bunu alınca
artık gitmeme gerek kalmayacak, ne zaman istersem Londra bana gelecek.”
Ülkemizde Kadin Sorunlari
7 Temmuz 2012 Cumartesi
Ülkemizde Kadın sorununun temelin de
1 - Gelir dağılımın bozukluğu
2 - İşsizlik
3- Eğitimsizlik
4 - Çok önemliside kadını insan görmeyen gözler
Yapılması gerekenler bunların düzeltilmesinden geçer ama kimse suçu kendisine konduramıyor. Kadına şiddetin en büyük sorumlusu ülkeyi iktidarıyla muhalefetiyle idare edenler . Suçlu ayırmıyorum Adam karısını bıçaklıyor ya yaralıyor yada öldürüyor tabiki sebep haklı veya haksız şiddet uygulayanı haksız çıkarmaz ama , düşünün adam evli 2 çocugu var iş yok para yok yardım yok çaresiz bir vaziyette eve icra memuru gelmiş yiyecek yok su kesik ekmek alacak para yok Hırsızlık yasak günah istemek ayıp , borçlanmak çok daha zor , zaten insanlar borç içinde yüzüyor bu psikoloji içinde Hanım madem besleyemeyecektin neden evlendin , evlendin nden çocuk yaptın , işin gücün yok olan iştende çıkardılar , ben artık senin kahrını sıkıntını çekmek zorunda değilim . Baba evine gidiyorum senden boşanacağım diyor bu durumda ne yapacağını bilemiyor adam çıldırıyor ve şiddete başvuruyor. Çünkü idarecilere gücü yetmiyor . Suçu eşinde buluyor kaçınılmaz son gelip çatıyor. Buradan yetkililere bir nasrettin hoca fıkrası anlatayım
Hoca birgün açık havada toprağı karıştırıp birşeyler ararken onu görenler sormuşlar hocam ne arıyorsun Hoca : Alyansımı kaybettim onu arıyoum demiş . Herkes aramaya başlamış ama Alyans yok tekrar sormuşlar Hocam nerede kaybettin diye Hoca ahırda demiş iyide neden burda arıyoruz hocam demişler. Hocada ahır karanlık demiş onun dediği gibi kanunlarımız Alyansı başka yerde kaybediyor Başka yerde arıyorlar .
Burdan şunu söyleyelim lafı uzatmayalım kadın sorununun çözümü gelir dağılımını düzeltmek, işsizliği önlemek eğitmek. Eğer suçlu arıyorsak esas suçlu bizi idare edenler Yüzüğü başka yerde aramasınlar ...
Kaynak : Metin Bakar
1 - Gelir dağılımın bozukluğu
2 - İşsizlik
3- Eğitimsizlik
4 - Çok önemliside kadını insan görmeyen gözler
Yapılması gerekenler bunların düzeltilmesinden geçer ama kimse suçu kendisine konduramıyor. Kadına şiddetin en büyük sorumlusu ülkeyi iktidarıyla muhalefetiyle idare edenler . Suçlu ayırmıyorum Adam karısını bıçaklıyor ya yaralıyor yada öldürüyor tabiki sebep haklı veya haksız şiddet uygulayanı haksız çıkarmaz ama , düşünün adam evli 2 çocugu var iş yok para yok yardım yok çaresiz bir vaziyette eve icra memuru gelmiş yiyecek yok su kesik ekmek alacak para yok Hırsızlık yasak günah istemek ayıp , borçlanmak çok daha zor , zaten insanlar borç içinde yüzüyor bu psikoloji içinde Hanım madem besleyemeyecektin neden evlendin , evlendin nden çocuk yaptın , işin gücün yok olan iştende çıkardılar , ben artık senin kahrını sıkıntını çekmek zorunda değilim . Baba evine gidiyorum senden boşanacağım diyor bu durumda ne yapacağını bilemiyor adam çıldırıyor ve şiddete başvuruyor. Çünkü idarecilere gücü yetmiyor . Suçu eşinde buluyor kaçınılmaz son gelip çatıyor. Buradan yetkililere bir nasrettin hoca fıkrası anlatayım
Hoca birgün açık havada toprağı karıştırıp birşeyler ararken onu görenler sormuşlar hocam ne arıyorsun Hoca : Alyansımı kaybettim onu arıyoum demiş . Herkes aramaya başlamış ama Alyans yok tekrar sormuşlar Hocam nerede kaybettin diye Hoca ahırda demiş iyide neden burda arıyoruz hocam demişler. Hocada ahır karanlık demiş onun dediği gibi kanunlarımız Alyansı başka yerde kaybediyor Başka yerde arıyorlar .
Burdan şunu söyleyelim lafı uzatmayalım kadın sorununun çözümü gelir dağılımını düzeltmek, işsizliği önlemek eğitmek. Eğer suçlu arıyorsak esas suçlu bizi idare edenler Yüzüğü başka yerde aramasınlar ...
Kaynak : Metin Bakar
Etiketler: kadın sorunları, ülkemizde kadin
Google Vs Yandex
Bugun Google ve Yandex hakkında bahsedeceğim .. Bilindiği gibi Google bir dünya devi olmakla beraber bir çok başarılara imza atmış dev bir ekip kadrosundan oluşmaktadır. Yandex ise Google ye rakip olan Türkiye için geliştirilmiş ve kullanıcıların beğenisine sunulmuş bir arama motorudur. Şimdi Google ve Yandex' i karşılaştıracak olursak arada dağlar kadar fark oldugunu görebiliriz. Malesef sonuçlar bunu göstermektedir. Keşke desem ki yandex böyle böyle üstün özelliklere sahip .. Ama şunu rahatlıkla söyleyebilirimki Google' nin yanından bile geçemez .. Tamam yeni şirket fakat yaptığı çalışmalar hiç açıcı ve geleceğe yönelik değil . Çalışmaları tamamen özenti.. Bir arama motorunun en önemli özelliği klavye de ele çabuk gelmesi ve kolay yazılabilmesidir. Malesef bu basit özellikle hayatının hatasını yapan yandex microsoft' un çıkardığı bing gibi sönüp gidiyor .. Zaman ne gösterir bilinmez ama Yinede her iki kuruluşada başarılar dileriz .. Saygılar
bakarlar.blogspot.com
bakarlar.blogspot.com
Oktay Kaynarca Evlendimi ?
2 Temmuz 2012 Pazartesi
Magazin gündeminin merak ettiği konu oktay kaynarcanın evlenip evlenmediği acaba oktay kaynarca evlendimi ne oldu? düğün nerede yapılacak ve oktay kaynarcanın düğünü ne zaman gibi sorulara cevap veriyoruz . gelelim konumuza Geçtiğimiz zaman lar da bazı gazeteler de yer alan bir bilgiye göre oktay kaynarca bu sene nişan koydugu Melek Angun ile 1 temmuz itibari ile evlenecek . Sıcak ve yogun tempo dan dolayı fazla beklemeyi sevmeyen oktay kaynarca düğün yeri olarak Kİlyos Solar Beach' i beğendi. Denize sıfır bir alan da olacak düğün törenine basın asla ve asla alınmasını istememiş fakat basına da bilgi verilecek miş .. Bizlerde bakarlar.blogspot.com ekibi olarak Oktay kaynarca ve Melek angun çiftine ömür boyu mutluluklar dileriz. Allah ömür boyu mutlu etsin ..
Etiketler: evlilik, magazin, oktay kaynarca
Kadın Sorunu
29 Haziran 2012 Cuma
Yaşadığımız dünyada kadınların sorunları öyle çokki insan neyi söyleyip yazacağını şaşırıyor. Günümüzde ter ve kirin gerçek dünyasında kadın erkek büyük küçük tüm insanların sürekli bir uğraş içinde bulundukları özgür oldukları oranda esirde sayıldıkları bir gündeyiz. Günümüzde büyük toplumsal , siyasal, ekonomik, bilimsel, teknik değişiklik ve yeniliklerin oldugu çeşitli alanlarda ki tüm değerlerin sarsılıp döküldüğünü görüyoruz.
İnsanlar artık elde ettikleriyle yetinmiyorlar hep daha fazlasını istiyorlar daha rahat , iyi ve güzel sanndığı şeyleri arıyorlar . En yetkin olana eriştiği zaman mutlu olacağını düşünüyorlar. Mutluluk düşüncesi insanlık tarihi kadar eskidir. İnsanların çoğu mutluluk düşüncesini tanımlayamıyorlar. Bu eksikliği yüzünden,gerilimler ve bunalımlar içine düşüyor. Şunu herkes iyi bilmeliki kimse ne gerçek mutsuz nede gerçek mutludurlar.
Şunu diyemeyizki . Yaşam saçmadır, boşunadır, rasgeledir, sağlam hiç bir şey yoktur diyemeyiz. Ancak dünyadan da tüm hayellerimizin gerçek olmasını isteyemeyiz. İnsanlar dünyadan çok şey istiyor . Bu isteklerinin gerçekleşmesi için ilimi, bilimi, Teknolojiyi kullanır . Santı kullanır. Tam mutlu oldum derken elleriyle yaptığının esiri olur.
İnsan uzaya egemen olmaya çalışır sanki dünyaya egemen olmuş gibi . Bana öyle geliyorki günümüz insanı neyi aradıklarını bilmiyorlar . Ben insanların para peşinde olduklarını görüyorum . Parayı bulurlar sa mutlu olacaklarını zannediyorlar. Yaşadığmız dünya da en çok göze çarpan şey kadınların sorunu . Bu konuda dünyada ve ülkemiz de çeşitli çalışmalar yapılmıştır ve yapılmaktadır. Bu sorun küçük basit gibi görünse de gerçekte çok büyük bir sorundur. Bireylerin toplumların , ülkelerin huzuru ve mutluluğu büyük oranda Kadın' ı insan olarak görmekten geçer . ( kadın insandır ) ayrım yapılamaz yapılmamalıdır. Yaşadığımız bu günler de kadınlara yönelik şiddet, baskı, zulüm, ölüm nedir neden oluyor kadın neden bunlara maruz kalıyor . Bakıyoruz devletler, bir dizi kanun, yasa çıkartıyor yinedeönlenemiyor. Demekki bir yerlerde eksklik var . Olayların derinliğine inersek bu olayların % 73 de ekonomik nedenlerden oldugunu görüyoruz.
Kaynak : Metin Bakar
İnsanlar artık elde ettikleriyle yetinmiyorlar hep daha fazlasını istiyorlar daha rahat , iyi ve güzel sanndığı şeyleri arıyorlar . En yetkin olana eriştiği zaman mutlu olacağını düşünüyorlar. Mutluluk düşüncesi insanlık tarihi kadar eskidir. İnsanların çoğu mutluluk düşüncesini tanımlayamıyorlar. Bu eksikliği yüzünden,gerilimler ve bunalımlar içine düşüyor. Şunu herkes iyi bilmeliki kimse ne gerçek mutsuz nede gerçek mutludurlar.
Şunu diyemeyizki . Yaşam saçmadır, boşunadır, rasgeledir, sağlam hiç bir şey yoktur diyemeyiz. Ancak dünyadan da tüm hayellerimizin gerçek olmasını isteyemeyiz. İnsanlar dünyadan çok şey istiyor . Bu isteklerinin gerçekleşmesi için ilimi, bilimi, Teknolojiyi kullanır . Santı kullanır. Tam mutlu oldum derken elleriyle yaptığının esiri olur.
İnsan uzaya egemen olmaya çalışır sanki dünyaya egemen olmuş gibi . Bana öyle geliyorki günümüz insanı neyi aradıklarını bilmiyorlar . Ben insanların para peşinde olduklarını görüyorum . Parayı bulurlar sa mutlu olacaklarını zannediyorlar. Yaşadığmız dünya da en çok göze çarpan şey kadınların sorunu . Bu konuda dünyada ve ülkemiz de çeşitli çalışmalar yapılmıştır ve yapılmaktadır. Bu sorun küçük basit gibi görünse de gerçekte çok büyük bir sorundur. Bireylerin toplumların , ülkelerin huzuru ve mutluluğu büyük oranda Kadın' ı insan olarak görmekten geçer . ( kadın insandır ) ayrım yapılamaz yapılmamalıdır. Yaşadığımız bu günler de kadınlara yönelik şiddet, baskı, zulüm, ölüm nedir neden oluyor kadın neden bunlara maruz kalıyor . Bakıyoruz devletler, bir dizi kanun, yasa çıkartıyor yinedeönlenemiyor. Demekki bir yerlerde eksklik var . Olayların derinliğine inersek bu olayların % 73 de ekonomik nedenlerden oldugunu görüyoruz.
Kaynak : Metin Bakar
Etiketler: kadın sorunları, kadınlar
Aziz Yıldırım Çıkacak mı ?
28 Haziran 2012 Perşembe
Evet merakla beklenen gün geldi çattı .. Aziz yıldırım' ın uzun süredir yılan hikayesine dönen davası bugun sonuçlanacak .. Bu karar sonrası bütün fenerbahçe taraftarlarının merakla beklediği soru Aziz yıldırım çıkacak mı ? cevabını bugun göreceğiz.. Umarız adalet yerini bulur..
Aziz Yıldırım Çıkacak mı ?
Şika davasıyla ilgilenen 16. Ağır Ceza mahkemesi bugun Aziz yıldırım için son kararını verecek.. Eğer Fenerbahçe den Aziz yıldırım ve asbaşkan ilhan ekşioğlu ile birlikte tahliye edilirse fenerbahçe taraftarları sabaha kadar bayram edecek .. bakarlar.blogspot.com olarak gönlümüz Aziz başkanın çıkmasından yanadır.. İnşallah bugun çıkar da bütün fenerbahçeli taraftarlar rahatlar.. Tekrar bütün fenerbahçeli taraftarlara geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.. .. Umarız Aziz başkan bir an evvel çıkar ..
Aziz Yıldırım Çıkacak mı ?
Şika davasıyla ilgilenen 16. Ağır Ceza mahkemesi bugun Aziz yıldırım için son kararını verecek.. Eğer Fenerbahçe den Aziz yıldırım ve asbaşkan ilhan ekşioğlu ile birlikte tahliye edilirse fenerbahçe taraftarları sabaha kadar bayram edecek .. bakarlar.blogspot.com olarak gönlümüz Aziz başkanın çıkmasından yanadır.. İnşallah bugun çıkar da bütün fenerbahçeli taraftarlar rahatlar.. Tekrar bütün fenerbahçeli taraftarlara geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.. .. Umarız Aziz başkan bir an evvel çıkar ..
Etiketler: aziz yildirim, fenerbahçe, spor, şike, şike davası
Hür Düşünce
Bugunden sonra biz bakacağız siz göreceksiniz. Biz düşüneceğiz siz yaşayacaksınız. Her türlü dertlerinizin sıkıntılarınızı biz dile getireceğiz. Herkesin rahat huzur içinde yaşaması için elimizden gelen her türlü bilgiyi sunacağız. Elimizden geldiği kadar birbirimize yardımcı olacağız . Koskoca dünyayı beraber bakıp beraber inceleyeceğiz . Bakarlar.Blogspot.com bu amaçlar doğrultusunda geliştirilmiş bir sistem olup içerisinde her türlü güncel bilgileri barındıran bir site olacak ve sizlerle gelişmeye devam edeceğiz. Kaynağımız orjinalliktir. Herkese saygılar ve sevgiler .. Tekrar görüşmek üzere
Etiketler: düşünce, hür düşünce hakkında, hür düşünce nedir
Merhaba Blogspot
27 Haziran 2012 Çarşamba
Merhabalar ...
Bugun 26 Haziran 2012 Bugun bu blogu açmış bulunmaktayım.
Hayırlısı ile de sonsuza dek yayın hayatımızda kalmaya devam edeceğiz ...
Blogumun içersinde dünyadan ve Türkiye gündeminden öne çıkan haberleri arayıp bulamadığınız her türlü güncel bilgiyi bulmanız mümkün olacaktır. Yapacağımız bu güzel çalışmaları sizlere an ve an aktarmaya devam edeceğiz ...
Teşekkürler
bakarlar.blogspot.com ekibi
Bugun 26 Haziran 2012 Bugun bu blogu açmış bulunmaktayım.
Hayırlısı ile de sonsuza dek yayın hayatımızda kalmaya devam edeceğiz ...
Blogumun içersinde dünyadan ve Türkiye gündeminden öne çıkan haberleri arayıp bulamadığınız her türlü güncel bilgiyi bulmanız mümkün olacaktır. Yapacağımız bu güzel çalışmaları sizlere an ve an aktarmaya devam edeceğiz ...
Teşekkürler
bakarlar.blogspot.com ekibi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)